Forum Ulkesi -
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ForumUlkesi.Net.Tc Sitemize Destek İcin Reklamlara Tıklayınız...


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

ülkemizi bölge bölge tanıyalım...

2 posters

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1ülkemizi bölge bölge tanıyalım... Empty ülkemizi bölge bölge tanıyalım... C.tesi Ağus. 22, 2009 8:16 am

RavenMarLocK

RavenMarLocK

Marmara Bölgesi


Adını Marmara Denizi’nden alan bölge, Türkiye’nin kuzeybatı köşesinde yer alır ve yüzölçümü 67.000 km²dir. Karadeniz, Marmara ve Ege denizlerine komşudur. İstanbul ile Çanakkale Boğazı bu bölgededir ve hem Asya hem de Avrupa’da toprakları vardır. Ege kıyıları açığında bulunan Bozcaada ve Gökçeada (İmroz) da Marmara Bölgesi alanındadır. Bölgenin nüfusu 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 17 milyon 365 bin 027’ye yükselmiştir. Bu nüfusun 13 milyon 730 bin 962’si şehirlerde, 3 milyon 634 bin 065’i köylerde yaşamaktadır. Binde 26.69 ile Türkiye’deki en yüksek nüfus artış hızına sahip olan bölge, sürekli göç almaktadır.


İstanbul - Bursa - İzmit ekseni ile Türkiye’nin sanayi merkezi konumundaki Marmara Bölgesi’nde sanayi ve ticaretin yanı sıra turizm de önemli bir geçim kaynağıdır.


Bölgede üretilen sanayi malları arasında; işlenmiş gıda, dokuma, hazır giyim, çimento, kâğıt, petrokimya ürünleri, otomobil ve yedek parça, metal ve elektrikli eşya ile vagon ve gemi başta gelir.


Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan en kısa karayolları- nın ve Karadeniz ülkelerini Akdeniz’e bağlayan deniz-yolunun buradan geçmesi bölgeye ayrı bir üstünlük kazan-dırmış; bölgenin her alanda gelişmesine, kalabalıklaş-masına ve zenginleşmesine yol açmıştır. Yüzyıllarca birçok büyük uygarlığa ev sahipliği yapan bölge, tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle dünyanın en önemli kültür, sanat ve turizm merkezlerinden biri olmuştur.
Bir Dünya Kenti: İstanbul. 8000 yıllık geçmişin birikimi olan tarihi mekanları, müzeleri, sarayları, surları, yalıları, doğal güzellikleri ve inanç merkezleriyle İstanbul; her zevkin ve her isteğin tatmin edilebileceği; seçkin bir hoşgörü, bir sentez odağıdır.

Boğaz Köprüsü’nün Dolmabahçe Sarayı
kapısından görünüşü - İSTANBUL


İstanbul, gerek nüfus ve kapladığı alan, gerekse ekonomi,
ticaret, sermaye ve kültür açısından Türkiye’nin en büyük kentidir. Ayrıca devlete ödenen gelir vergisinin yarı ya yakını bu kent ve çevresinden sağlanmaktadır. En büyük ithalat limanına sahip olan İstanbul, ülke deniz yollarının başlangıcı özelliği taşıyan ve dünyanın öteki ülkeleriyle havayolu bağlantısını sağlayan en büyük merkezdir. İstanbul’un Asya ve Avrupa yakaları iki büyük köprü ile birbirine bağlan-maktadır.

“İmparatorluklar Başkenti” olan İstanbul, M.Ö. 658 yıllarında Megaralılar tarafından kurulmuş ve kumandanları Byzas’ın adı nedeniyle “Byzantium” adını almıştır.

Marmara Denizi ile “Altın Boynuz” denilen Haliç arasında uzanan kara sularının iç kesimindeki tarihi yarımada, baş-kentliğini yaptığı Roma, Bizans ve Osmanlı İmparator-lukları'nın izlerini taşıyan sanat eserleri ile dolu bir açık hava müzesi gibidir.
Osmanlı sultanlarının 400 yıl süresince siyasi merkezi olan ve bugün müze olarak kullanılan Topkapı Sarayı; dünyaca ünlü eserleri ve kutsal emanetleriyle farklı kültürlere mensup tüm insanların ilgisini çekmektedir.

Topkapı Sarayı - İSTANBUL
Sultan Ahmet Camii - İSTANBUL


İstanbul’un bir diğer görkemli sarayı ise Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılan, 56 sütunla çevrili ve 4.5 ton ağırlı- ğındaki avize ile aydınlatılan Dolmabahçe Sarayı’dır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan M. Kemal ******, 10 Kasım 1938 tarihinde bu sarayda vefat etmiştir.

Yaklaşık 500 camisiyle bir camiler kenti olan İstanbul’un en ünlü camisi altı minaresi olan Sultan Ahmet Camisidir. Cami ile birlikte çeşmeyi de içine alan Sultan Ahmet Meydanı ise tüm turistlerin uğradığı bir yerdir. Ünlü Türk mimarı Sinan’ın yaptığı Süleymaniye Camisi diğer önemli bir camidir.
İmparator Konstantin tarafından 4. yüzyılda bazilika olarak inşa ettirilen Ayasofya Müzesi ise Bizans devrinin kentteki en görkemli eseridir. Yüksekliği 55, genişliği 31 m. olan kubbesi ile Roma-St. Peter, Londra-St. Paul ve Milan-Duomo katedrallerinden sonra, büyüklük bakımından dördüncü sırada yer alır ve bunların en eski olanıdır. Kariye Müzesi ile 6. yüzyılda Bizanslılar tarafından kentin su ihtiyacını karşılamak amacıyla yaptırılan ve içinde 336 sütun bulunan Yerebatan Sarayı da kentteki diğer görkemli tarihi eserler arasındadır.
İstanbul’da bunların dışında daha çok sayıda müze ve anıt bulunmaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri, ****** Müzesi, Sadberk Hanım Müzesi, Mozaik Müzesi, Sanayi Müzesi, Deniz Müzesi ve Yahudi Müzesi; Kız Kulesi, Galata Kulesi; Rumeli ve Anadolu Hisarı ile İstanbul surları bunlar arasında sayılabilir.

15. yüzyılda yapılmış olan Kapalıçarşı, turistlerin İstan-bul’daki başlıca uğrak yerlerinden biridir ve buradaki 4.000’e yakın dükkânda; mücevherler, antikalar, halılar, gümüş ve bakır hatıra eşyalar, deri ve süet giysiler, tahta ve sedef oymalar satılmaktadır.

Ayrıca 17. yüzyılda Hatice Sultan tarafından yaptırılan Mısır Çarşısı’nda, her türlü baharatı bulmak mümkündür.

İstanbul aynı zamanda modern bir alışveriş merkezidir. Carousel, Ataköy Galleria, Akmerkez, Capitol, Carrefour-SA, Profilo, Kule ve Kule Çarşı gibi kapalı alışveriş merkezlerinin yanı sıra İstiklal, Rumeli ve Bağdat caddeleri kentin en seçkin alışveriş yerleridir.

Rumeli Hisarı - İSTANBUL



İstanbul Boğazı’nda yelken yarışı



Çeşitli sinema ve müzik festivalleri; tiyatro, opera, bale ve konser etkinlikleri; uluslararası sempozyum, konferans ve yarışmalar ile İstanbul, dünyanın sayılı kültür merkezle-rinden biridir. Her yıl Haziran-Temmuz aylarında düzenlenen “Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali” dünyanın dört bir yanından gelen ünlü sanatçıları ağırlamaktadır.

İstanbul, önemli uluslararası spor etkinliklerine de sık sık ev sahipliği yapmaktadır. Boğaz ve Adalar, yelken sporları için ideal yerlerdendir. Yat turizminin de geliştiği kent, uluslararası bir yatçılık merkezidir. Ataköy, Kalamış ve Fenerbahçe marinaları yatçılara geceleme dahil daha birçok olanak sunmaktadır.

Kilyos ve Şile, İstanbul çevresinde plajları ile tanınan tatil beldeleridir. Polonezköy ise 19. yüzyılda Polonyalı göçmen-lerin gelip yerleştiği, çevresi ormanlarla kaplı ideal bir dinlenme yeridir. Milli Park olan Belgrad Ormanları İstanbul’un akciğeri olarak bilinir. Bu ormanlardaki ****** Arboretumu ve Osmanlı döneminden kalma su kemerleri görülmeye değerdir. Silivri ve Kemer’de geniş golf sahaları bulunmaktadır.




Kocaeli-Sakarya ve Anibal’in Mezarı. Bir endüstri kenti olan Kocaeli, karayolu ile İstanbul’a bağlıdır. Çevresi meyve ve sebze bahçeleri ile kaplıdır. Roma döneminde “Nicomedia” olarak bilinen kent merkezi ve çevresinde, Osmanlı döneminden kalma çok sayıda tarihi eser bulunur. Kent yakınlarındaki Hereke, halı dokumacılığı ile ünlüdür.

Marmara Denizi’nin kuzey kıyılarındaki Gebze’nin ise zengin bir tarihi vardır ve ünlü Kartacalı kumandan Anibal’in mezarı buradadır.
Geniş ovalarında bereketli tarım alanlarının yer aldığı Sa-karya ili de bir endüstri merkezidir. Eski devirlerde bu böl-genin insanları güzellikleri ile tanınırdı. Nitekim Roma İmparatoru Harianus’un dil-lere destan güzelliğiyle ünlü eşi Sabina, bu yörede yetiş-miş ve daha sonra Roma’ya gelin gitmiştir.

Ayçiçeği Tarlaları ve Üzüm Bağları Cenneti. Türkiye’nin Avrupa bölümü-nü oluşturan Trakya’nın be-reketli toprakları, genellikle ayçiçeği tarlaları ve üzüm bağları ile kaplıdır. Avru-pa’dan gelip Türkiye’nin batı kapısı olan Edirne kentine giren bir yabancı, önce Türk mimarisinin şaheseri olan Selimiye Camii ile karşılaşır. Geleneksel ünlü Kırkpınar güreşleri her yaz başında Sarayiçi denilen ağaçlık alanda yapılmaktadır.



Trakya bölgesinde yetişen
ayçiçekleri




Trakya bölgesinde yetişen
ayçiçekleri
Geniş kumsallara ve Osmanlı mimarisinin güzel örneklerine sahip olan Tekirdağ ili, Trakya’nın batısında yer alır. Üzüm bağları ve şarap festivalleri ile ünlüdür. Doğa ve tarih açısından zengin olan Kırklareli, Türkiye’nin Avrupa toprak-larındaki en geniş ilidir. Karadeniz kıyılarındaki İğneada ve Kıyıköy, ince kumlu plajları ile tanınır.

Güney Marmara. Marmara Denizi’nin güneyinde Çanakkale, Balıkesir ve Bilecik illeri yer almaktadır. 15. yüzyıldan kalma Çimenlik ve Kilitbahir kaleleri boğaza ayrı bir güzellik katar. Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale cephesinde şehit düşen 500.000 askerin anısına Milli Park’ın güney ucunda 42 m. yüksekliğinde “Çanakkale Şehitleri Anıtı” yaptırılmıştır. Çevrede İngiliz ve Fransızlara ait anıtlar da bulunur. Anzak askerlerinin çıkarma yaptığı Arıburnu sahillerindeki Anzak koyunda, üzerinde ******’ün Çanak-kale savaşları ile ilgili hitabesinin de yazılı olduğu Anzak Anıtı, hümanizmin ölümsüz belgelerinden biridir.


Anzak Anıtı - ÇANAKKALE

Assos Athena Mabedi - ÇANAKKALE


Çanakkale’nin kuzeybatısında, kuzeyden güneye doğru tarihi kentler uzanır. Anadolulu Homer’in İlyada Destanı’ nda adları geçen Kral Priamos, Hektor, Paris ve Güzel Helena’nın yaşadığı; tahta atıyla ünlü tarihi Truva kenti, Çanakkale’nin 30 km. güneybatısındadır. Truva’nın daha güneyinde sırasıyla Neandria, Aleksandria, Troas, Chryse ve Assos yer alır. Behramkale, yani tarihi ismiyle Assos, entellektüellerin tatil merkezi olarak da bilinir. Denizden 248 m. yüksek-likteki Assos akropolünde yer alan Athena Mabedi, M.Ö. 6. yüzyılda yapılmıştır.
Marmara Bölgesi’nin önemli illerinden olan Balıkesir, kuzeyde Marmara ve batıda Ege denizleriyle çevrelenmiştir. Balıkesir’in Marmara sahillerindeki en büyük yerleşim merkezi olan Bandırma, Marmara’nın İstanbul’dan sonraki en büyük limanıdır. Bandırma’nın kuzeybatısındaki Erdek, plajlarıyla ve tarihi eserleriyle ünlüdür. Bandırma’nın güneyindeki Manyas Gölü’nde ise, her yıl 239 türden üç milyona yakın kuşun geldiği Kuş Cenneti Milli Parkı bulunmaktadır.



Balıkesir ilinin Ege kıyıları, Edremit Körfezi çevresinde sı- ralanır. Doğal ve tarihi zenginliklerle dolu olan Edremit Körfezi sahillerinin tümü zeytin ağaçlarıyla kaplıdır. Mitolojiye göre; dünyanın ilk güzellik yarışması, milli parkın bulunduğu Edremit’in kuzeyindeki Kaz Dağı’nda yapılmıştır. Truva Kralının oğlu Paris, bu dağlarda yaşamıştır.
Akçay, Altınoluk, Ören ve Ayvalık, Edremit çevresinde yer alan; doğal güzellikleri ve geniş kumsallarıyla gözde tatil
beldeleridir. Çamlık ve Ali-bey Adası (Cunda) doğal güzellikleri yanında, damak tadını sevenler için leziz ve değişik deniz ürünlerinden yapılmış zengin mönülere sahip restoranları ile tanınır.

Sakarya nehri tarafından sulanan topraklarda kurulu Bilecik ili, Osmanlı tarihi açı- sından önemli bir merkez-dir. Osmanlı İmparatorluğu 1299 yılında burada kurul-muştur. Kentin 30 km. doğusundaki seramikleriyle ünlü Söğüt, eski Türk boy-larından Kayılar’ın yerleşim yeridir.

Yeşillikler İçindeki “Tanrısal Kent”. Fransız şair Henri de Regnier, Uludağ’ın yamaçlarında yeşillikler için-deki Türkiye’nin beşinci bü-yük kenti Bursa’yı “tanrısal bir kent” olarak nitelemiştir.



Saat Kulesi - BURSA


Uludağ - BURSA

UNESCO tarafından “Avrupa’nın çevresini en özgün şekilde koruyan kenti” seçilen Bursa’da; doğa, tarih, yeşil ve mimari, güzel bir harmoni ortamında bütünleşmiştir. İpeği, havluları ve kaplıcaları ile ünlü olan Bursa, aynı zamanda büyük bir sanayi kentidir. Özellikle otomotiv ve tekstil sanayi gelişmiştir. Osmanlı döneminden kalma eserlerin yoğunlaştığı kentin güneyinde, modern tesislere sahip, kış sporları için ideal bir merkez olan Uludağ Milli Parkı bulunur.
Bursa’nın kuzeydoğusundaki İznik Gölü ise bir doğal güzellikler beldesidir. Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim merkezi olan İznik, Osmanlılar döneminde de bu özelliğini korumuştur. Dünya çini sanatının en güzel örnekleri, Osmanlı çini ustaları tarafından burada yapı lmıştır. Çekirge ise Bursa’nın termal merkezidir.

2ülkemizi bölge bölge tanıyalım... Empty ülkemizi bölge bölge tanıyalım... C.tesi Ağus. 22, 2009 8:16 am

RavenMarLocK

RavenMarLocK

Ege Bölgesi


Ege Bölgesi, Türkiye’nin denize doğru geniş bir biçimde açılan tek bölgesidir. Yaklaşık 79.000 km²lik yüzölçümü ile Türkiye topraklarının %11’ini oluşturur. 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 8 milyon 938 bin 781 kişinin yaşadığı bölgede, nüfusun 5 milyon 495 bin 575’i kent-lerde, 3 milyon 443 bin 206’sı ise köylerdedir. Nüfus artış hızı binde 16.29’la Türkiye ortalamasının altındadır.
Ege Bölgesi, sanayileşme bakımından Marmara Böl-gesi’nden sonra ikinci sırayı alır. Tekstil, gıda ve otomotiv sanayi başta olmak üzere makine, yedek parça ve diğer sanayi kuruluşları İzmir’de; yağ sanayisi ise Ayvalık ve Edremit yöresinde yoğunlaşmıştır. Uşak, Kütahya ve Afyon’da şeker, Kütahya’da azot fabrikaları vardır. Pa-muklu dokumacılık, İzmir, Uşak, Aydın, Nazilli ve özellikle Denizli’de yaygınlaşmıştır. Denizli, bölgenin en önemli tekstil ve ihracat merkezidir. Halıcılık ise İç Batı Anadolu kesiminde Uşak, Kula, Gördes, Simav ve Demirci’de gelişmiştir.


izmir foça


Afyon, mermeri ve mermer üretim tesisleriyle tanınır. İzmir Körfezi’ndeki Çamaltı Tuzlası, Türkiye’nin en önemli tuz üretim merkezidir. Bölge, Soma, Tunçbilek ve Ya-tağan’daki termik; Kemer ve Demirköprü’deki hidroelektrik santralleriyle Türkiye’nin toplam elektrik üretimine önemli katkılarda bulunur. İzmir yakınlarındaki Aliağa’da büyük bir petrol rafinerisi vardır.

Bodrumlu ünlü tarihçi Heredot, Ege bölgesi için “Dünyanın en güzel gökyüzüne ve en iyi iklimine sahip” demiştir. Bölgede doğa kadar tarih de zengindir. Antik tiyatrolar, mabetler, agoralar ve kaleler, Ege’yi, mitolojinin soluk alıp verdiği bir bölgeye dönüştürmüştür.

Ege’nin İncisi İzmir. Ünlü destan yazarı Anadolulu Homer’in doğum yeri olan “Güzel İzmir”, önemli bir turizm, sanat, kültür, ticaret ve sanayi merkezidir.

İzmir’in ilk yerleşim merkezinin adı Bayraklı’dır (M.Ö. 3000). Kent, M.Ö. 1500’lü yıllardan sonra Hitit Devleti’nin etkisi altına girmiş; M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender, Kadifekale’de bugün hala var olan kaleyi inşa ettirerek, şehri Kadifekale eteklerinde yeniden yapılandırmıştır. Roma İmparatorluğu döneminde önem kazanan kentte, Bizans döneminden sonra Osmanlı egemenliği başlamıştır. Kurtuluş Savaşı’yla birlikte 9 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtarılan İzmir, kısa zamanda Türkiye’nin üçüncü büyük kenti konumuna gelmiştir.
Efes - İZMİR

Kültürpark, kentin merkezinde yer alır. Büyük ilgi gören Uluslararası İzmir Fuarı her yıl burada düzenlenmektedir. Kent ayrıca Türkiye’nin en etkin festivallerinden olan Uluslararası İzmir Festivali ile tanınır. Çeşme; İzmir’in en güzel, Türkiye’nin en popüler tatil yöreleri arasındadır. Urla İskelesi ve Çeşmealtı, güzel plajları ve adaları ile tanınır. Balıklıova taze balıkları; Mordoğan ve Karaburun bakir, el değmemiş sahilleri ve dağlarında kış aylarında nergis ve sümbüllerin yetiştiği doğasıyla ünlüdür.



Çeşme Kalesi - İZMİR

Görkemli Çeşme Kalesi 16. yüzyılda Osmanlılar tarafından yaptırılmıştır. Kalenin yanında yer alan ve restore edilerek otel haline getirilen Kanuni Sultan Süleyman Kervansarayı da 16. yüzyıla aittir. Yatçılığın geliştiği ilçede, Altın Yunus Marina başta olmak üzere yatlar için ideal etaplar ve geceleme koyları bulunmaktadır. Çeşme’de her yıl Uluslara-rası Şarkı Yarışması da düzenlenmektedir.

Çeşme yakınlarında bulunan Ilıca, gelişmiş bir termal mer-kezidir. Denizin içinde dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen

ılıca kaynakları bulunur. Yalnızca Ilıca Koyu’nda 250’nin üze-rinde sıcak su kaynağı belirlenmiştir.

Çeşme Yarımadası'nın güneyindeki Sığacık, önemli bir yat-çılık merkezidir. Çevresinde birbirinden güzel koylar uzanır. Sığacık yakınlarında Şarap Tanrısı Diyonisos’un inanç mer-kezi olan Teos ile Apollo Mabedi’nin bulunduğu Claros antik kentleri yer alır. Sığacık’ın güneydoğusundaki plajları ile tanınan Gümüldür ise önemli bir turizm beldesidir.

Antik dünyanın önemli ticaret merkezlerinden biri olan Foça, İzmir’in kuzeyinde bulunan bir diğer gözde tatil beldesidir.
Denizcilikle de ünlü olan Foçalıların, Akdeniz’in çeşitli yer-lerinde ticaret kolonileri kurdukları bilinmektedir.

Bergama yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın da yakından tanıdığı bir ilçedir. Eski çağlarda büyük bir kültür, sanat ve tıp merkezi olan ilçenin batısında, tarihin en eski ve en büyük hastanelerinden biri olan Asklepion yer alır. Sağlık Tanrısı Asclepios adına yaptırılan hastane girişinde, onun sembolü olan ve daha sonra da tıp biliminin sembolü haline gelen yılan rölyefleri bulunmaktadır. Ünlü Bergamalı tıp alimi Galen burada görev yapmıştır.

Kentin en önemli mimari anıtları akropol üzerinde yer alır. 200.000 kitabıyla ünlü kütüphane, Athena ve Trojan Mabetleri ile dünyanın en dik tiyatrosu ve dünya sanat harikaları arasında bulunan Zeus Sunağı’nın temeli burada bulunmaktadır. (Bugün bu muhteşem sunak tümüyle Berlin Bergama Müzesi’ndedir.)

İç Ege Bölgesi. Ege Bölgesi’nin İzmir’den sonraki ikinci büyük kenti olan Denizli, Ege Denizi’nin iç kısım-larında yer alır. Dokuma sanayii konusunda büyük ilerlemeler kaydeden kent ve çevresinde 40.000 tezgâh bulunmaktadır. Halkın %30’u geçimini tekstil sanayii ile sağlamaktadır. Muhteşem görüntüsünden ve yararlı kaplı calarından ötürü Pamukkale, Roma döneminden bu yana birçok kültürün uğrak yeri olmuştur.
Pamukkale - DENİZLİ

Çevresinde Laodikya ve Colossai gibi birçok antik kentin yer aldığı Denizli ilçelerinden Güney, şarapları ve şelalesi; Buldan, dokuma tezgâhları; Çal ise üzüm bağları ile tanınır.


Spil Dağı eteklerinde kurulu olan Manisa, İzmir’e 40 km. uzaklıktadır ve etrafı üzüm bağlarıyla çevrilidir. Spil Dağı Milli Parkı, Manisa’nın güneyindedir.


Sart - MANİSA

“Mesir şenliği” Manisa denince akla ilk gelenler arasın-dadır. Her yıl mart ayında düzenlenen şenliğin başlangıcı çok çok eskilere dayanır. Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Sultan’ı iyileştirdiğine inanılan ve çeşitli baha-ratların karışımı ile yapılan “Mesir Macunu”, Sultan Camii’nin verandasından şenlik süresince halka dağıtılır. Manisa’nın en gösterişli antik kenti Sart’tır. Lidya Krallığı’nın başkenti olan ve doğuya doğru uzanan ünlü “Kral Yolu”nun başlangıç noktasında bulunan Sart, tarihteki önemli ticaret merkezlerinden biridir. Madeni para, ticari değer olarak dünyada ilk kez burada kullanılmaya başlanmıştır. Artemis Mabedi ile restore edilmiş olan Jimnazyum da (M.S. 3. yüz-yıl) kentte en fazla ziyaret edilen yapılardır.

Türk geleneklerinin yaşatıldığı eski bir şehir olan Kütahya, Osmanlı mimari eserleriyle bütünleşmiş olup, en çok da çinileriyle ünlüdür. Macar Halk Kahramanı Lajos Kossuth’un 19. yüzyılda kaldığı ev, Kossuth Müzesi haline getirilmiştir. Kütahya çevresindeki Çavdarhisar’da Aizanoi antik kenti yer alır.

Halı dokumacılığı ile ünlü Uşak ise önemli bir kavşak noktasındadır. Dünyaca ünlü Karun hazineleri Uşak Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.



Medusa, Didim - AYDIN

Ölüdeniz, Fethiye - MUĞLA

Afyon, üzerinde kale bulunan bir tepenin eteklerine kurul-muştur. Çevredeki tarihi eserler Afyon Müzesi’nde sergilen-mektedir. Müzenin en önemli bölümünü Frig Çağı eserleri oluşturur. Kentin kuzeyinde anıtsal boyutlardaki Aslankaya, Aslantaş, Maltaş ve Yılantaş Frig açık hava mabetleri yer alır. Ayrıca Tanrı Apollo ile Pan arasındaki mitolojik müzik yarışmasının yapıldığı yer olan Dinar’ın Suçıkan Parkı, görülmeye değer güzelliktedir.

Eski Çağların Ünlü Kentleri. Güney Ege Bölgesi, birbirinden güzel tatil beldeleri ve ünlü antik kentleri ile Türk turizminin en önemli merkezlerindendir. Antik dün-yanın yedi harikasından ikisi bu bölgede yer alır. Bunlar; Efes’te Selçuk yolu kenarında bulunan Artemis Mabedi ile Bodrum’da Mausoleum’dur. Selçuk’taki Efes Arkeoloji Müzesi, Aziz John Bazilikası, Kale, İsa Bey Camii ve Koca Camii de turistlerin ilgisini çeken diğer yapıtlar arasındadır.

Ege kıyılarında yer alan Aydın ili, antik kentlerle çevrilidir. Tralles, Alinda, Alabanda, Nysa, Magnesia, tarihin ilk planlı kentlerinden Priene, ünlü matematikçi Tales’in yaşadığı Milet, görkemli Apollo Mabedi ile Didim, Heraklia ve Afrodisias bunlar arasındadır. Afrodisias, Ege’nin en görkemli antik kentlerinden biridir. Tamamı mermerden yapılmış olan kentin heykelleri dünyaca ünlüdür. Kentte Afrodit Mabedi, Odeon, Hadrianus Hamamı, stadyum, agora, tiyatro ve tiyatro hamamları yer alır.

Ege kıyılarında, kendi adıyla anılan yarımadanın güneyinde olan Bodrum, beyaz Akdeniz mimarisinin gözler önüne serildiği önemli bir yatçılık merkezidir. Akdeniz yat turizmine kazandırılan ve tüm Akdeniz ülkelerinde aranılır duruma gelen Gulet Modeli Bodrumludur. M.Ö. 4. yüzyılda yapılmış, Karya Kralı Mausolos’a ait, dünyanın yedi harikasından biri olan Mausoleum Anıtı Bodrum’dadır, ancak bugün sadece temel kalıntıları görülebilmektedir.


Su Altı Müzesi, Bodrum - MUĞLA


Datça Yarımadası, Türkiye’nin Ege’ye doğru uzanan en dar ve en uzun yarımadasıdır. Yarımadanın ucunda eski çağların sanat ve kültür merkezi olan Knidos antik kenti bulunur. M.Ö. 4. yüzyılda ünlü heykeltıraş Praksiteles tarafından yapılan Afrodit Heykeli ile ünlenen kentte, tüm çalışmalara rağmen bu heykel bulunamamıştır. Aynı adı taşıyan koyun kenarında bulunan, kurulu plajları, gezinti yerleri, kafeleri, lokantaları, pubları ve barlarıyla gözde bir tatil beldesi olan Marmaris; doğal güzellikleri ile ünlü Fethiye; gölünde su kayağı, yelken, su bisikleti, kürek sporları yapılabilen Köyceğiz, Muğla ilinin dünyaca ünlü turistik yörelerindendir.

3ülkemizi bölge bölge tanıyalım... Empty Geri: ülkemizi bölge bölge tanıyalım... C.tesi Ağus. 22, 2009 8:16 am

RavenMarLocK

RavenMarLocK

Akdeniz Bölgesi

Adını komşu olduğu denizden alan Akdeniz Bölgesi, genişliği 120-180 km. arasında değişen bir şerit halinde; batıda Köyceğiz dolaylarından başlayarak, doğuda Hatay ilinin bitim noktası olan Basit Burnu yakınına kadar uzanır. Yaklaşık 120.000 km² ile Türkiye’nin toplam yüzölçümünün %15’ini oluşturur. 2000 yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre bölgenin nüfusu 8 milyon 706 bin 005’tir. 5 milyon 204 bin 203 kişi kentlerde, 3 milyon 501 bin 802 kişi ise köylerde yaşamaktadır. Nüfus artış hızı binde 21.43 ile Türkiye ortala-masının üstündedir.



Kabutaş, Kaş - ANTALYA


Çukurova, bölgenin en hızlı sanayileşen kesimi olup aynı zamanda Türkiye’nin sanayi merkezlerindendir. Adana’daki çeşitli sanayi kolları (özellikle tekstil) yanında, Akdeniz Bölgesi’nin başlıca sanayi tesisleri arasında Mersin Petrol Rafinerisi (ATAŞ), İskenderun Süperfosfat ve Demir-Çelik Fabrikaları ile Antalya Ferrokrom Fabrikaları sayılabilir.

“Yeryüzü Cenneti” Antalya. Antalya, doğal güzel-liklerinin yanı sıra, kültürel ve tarihi zenginlikleri ile de turist-lerin ilgisini çeken bir kenttir. Her yıl birbiri ardına yüzlerce uçak Antalya Hava Limanı’na turist getirmektedir. Antalya Hava Limanı’na turizm sezonunda günde 500’den fazla uçak inip kalkmaktadır. Bölgenin tarihi evrimi Paleolitik Devir’den (M.Ö. 50.000) günümüze kadar uzanır. M.Ö. 2. yüzyılda Bergama Kralı II. Attalos tarafından kurulduğu söylenen kentin doğusundaki Lara plajı ile batısındaki Konyaaltı plajı yüzmek için ideal yerlerdir. Manavgat Şelalesi, Yukarı ve Aşağı Düden Şelaleleri, Kurşunlu Şelalesi, yatçılık cenneti Kekova, kış sporları merkezi Saklıkent, Güllük Dağı Milli Parkı ve bu park içinde yer alan antik dağ kenti Termessos ve Yontma Taş Devri insanlarının yerleşim yeri olan Karain Mağarası, Antalya’nın yakın çevresindeki ilgi çekici yerler arasındadır.

Akdeniz’in en güzel tatil merkezlerinden olan Kemer, Antalya’nın batı sahilindedir. Her yıl nisan ayında düzenlenen Kemer Karnavalı yöreye ayrı bir renk katar.
Manavgat Şelalesi - ANTALYA


Kemer’in güneyindeki Faselis, tarihi bir liman kentidir. Birbirinden güzel doğal koylara sahip olan Faselis kentinin çevresi ormanlarla kaplıdır. Faselis’in güneyinde ise tarihi Olimpos kenti yer alır. Kentteki harabeler defne ormanları yla çevrilidir. Olimpos’un kuzeyinde Çıralı adı verilen 300 m. yüksekliğinde kutsal bir alan bulunur. Buradaki kayaların arasından kendiliğinden çıkan gaz, havadaki oksijen ile birleşince yanmaktadır. Mitolojiye göre; yanan alev, Likyalı kahraman Bellerofontes’in öldürdüğü canavarın ağzından çıkmaktadır.



olimpos-ANTALYA


Finike, çevresindeki portakal bahçeleri ile tanınan bir tatil beldesidir. Finike’nin batısında ise Demre; tarihi ismiyle “Myra” bulunur. Dünya çocuklarının sempatik büyükbabası Noel Baba burada yaşamış ve hayata veda etmiştir. Mezarının bulunduğu yere yapılan kilise daha sonra Noel Baba Müzesi’ne dönüştürülmüştür. Her yıl Demre’de Noel Baba Festivali düzenlenmektedir

Antalya’nın batı sahilindeki bir diğer tatil beldesi olan Kalkan, Avrupa Rönesansı’nı anımsatacak kadar güzel bir mimariye sahip otelleriyle; tarihin, doğanın ve sanatın ihtişamı nı yansıtır. Avrupa’nın en uzun plajı olan Patara’nın kuzeyinde, Likya’nın tarihi başkenti olan Xanthos ve yine Likya’nın kutsal kentlerinden biri olan Letoon yer alır. Daha kuzeyde ise Pınara ve Tlos gibi antik kentler bulunmaktadır

Pamfilya Bölgesi ve Aspendos. Antalya’nın doğu-su tarihte Pamfilya Bölgesi olarak adlandırılmaktaydı. Antal-ya’nın 18 km. doğusunda bulunan Perge antik kenti, ilk defa Hititler tarafından kurulmuştur. Kentteki mimari eser-lerin çoğu Roma döneminden kalmadır. Antalya’ya 40 km. uzaklıkta bulunan Belek sahillerinde büyük ve modern tatil kompleksleri bulunmaktadır. Fıstık çamlarıyla kaplı olan Belek’te, geniş alanları kaplayan uluslararası standartlardaki yeşil sahalarda golf oynamanın tadına doyulmaz.

Perge Antik Kenti - ANTALYA


Geçmişte Pamfilya Bölgesi’nin en önemli şehirlerinden biri olan Aspendos antik kenti, Antalya’dan 50 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Kentteki en önemli mimari eser tiyatrodur. Mimar Zenon tarafından M.S. 2. yüzyılda yapılan tiyatro, Anadolu’nun en iyi korunan eski yapılarından biridir. Aspen-dos aynı zamanda altın işleme ve mücevher kesim mer-kezidir.


Apollo Mabedi, Side - ANTALYA


Side, Türkiye’nin en önemli tarihi kentlerinden biridir. Antalya’nın 80 km. doğusunda küçük bir yarımada üzerinde yer alır. 25.000 kişilik tiyatrosu, bölgedeki tiyatroların en büyüğüdür. Hamam kalıntıları restore edilerek müze haline getirilmiştir. Apollo Mabedi, agora, anıtsal çeşmeler, surlar ve liman kalıntıları kentin en çok ziyaret edilen yerleri arasındadır.

Manavgat ilçesi ise şelalesi ile ünlüdür Şehrin 3 km. kuzeyinde bulunan şelalenin oluşumunun doğal bir tesadüf olduğu ve yaklaşık 235 yıllık bir tarihi olduğu söylen-mektedir. Bugünkü şelalenin olduğu yer eskiden bir mağara iken, Manavgat Çayı'nın bir deprem sonucu yatağının kaydığı ve bugünkü şelalenin oluştuğu belirtilmektedir.

Güzel plajlarıyla Alanya, ülkenin kentleşmiş tek tatil beldesidir. Modern Alanya, batı ve doğu sahilleri boyunca uzanır. Tarihi Alanya ise kentin tam ortasından Akdeniz’e doğru uzanan yarımadanın üzerinde yer alır. Selçuklu Devleti’nin kışlık başkenti olan Alanya’da Selçuklulardan kalma birçok tarihi eser bulunur. Bu eserlerden en ünlüleri Kale ve Kızılkule’dir. Ayrıca, sarkıtlar ve dikitlerden oluşan Damlataş Mağarası da görülmeye değer yerlerdendir

Eğirdir Gölü - ISPARTA


Göller Bölgesi. Akdeniz Bölgesi’nin başlıca gölleri batıdaki Göller Bölgesi’nde toplanır. Göller Bölgesi’nin orta-sında yer alan Isparta ili; nefis gül bahçeleri, gül yağı ve dünyaca ün yapmış halıları ile tanınır. Ülkenin en güzel göl-lerinden Eğirdir Gölü’nün kuzeyinde antik kent Pisidian Antiocheia yer alır. Apollo Mabedi, Hamam, Aziz Paul Bazi-likası, tiyatro ve su kemerleri antik kentte bulunan önemli eserlerdir. Kentin güneybatısında yer alan Gölcük krater gö-lüne ise gül bahçeleri arasından geçilerek gidilir.

Masmavi göllerin ili olan Burdur’un çevresinde 14 göl bulun-maktadır. Kentte yoğun olarak ziyaret edilen yerler ara-sında, 597 m. uzunluğu ve içerisindeki dokuz adet gölüyle İnsuyu Mağarası, çevresini ince kumlu plajların süslediği ve doğal güzellikleri ile tanınan Salda Gölü, Cibyra (Gölhisar) ve Sagalassos (Ağlasun) antik kentleri ile Kuruçay ve Hacılar Höyükleri bulunur.

Pamuk Diyarının Büyük Şehri. Akdeniz Bölgesi’nin en büyük şehri Adana’dır. Türkiye’de pamuk, pirinç, susam ve yerfıstığı en çok bu ilde yetiştirilir. Ekonomik bakımdan çok gelişmiş olan il, aynı zamanda büyük bir sanayi merkezidir. Kentin en önemli eseri, Seyhan nehri üzerinde İmparator Hadrian tarafından yaptırılan Taş Köprü’dür. Roma mozaik sanatının eşsiz örneklerini ise Misis ve Anavarza antik kentlerinde görmek mümkündür. Adana çevresindeki Yumurtalık ve Karataş da plajları ile tanınan tatil beldeleridir.

Anavarza Antik Kenti - ADANA



Cehennem Çöküğü, Silifke - MERSİN


Doğa ve Tarihin Kucaklaştığı Yer. Mersin, palmiyeli sahil bulvarları, sevimli parkları, güzel otelleri, iş hanları ve serbest bölgesiyle Akdeniz Bölgesi’nin en modern kentidir. Roma İmparatorluğu döneminde büyük bir liman olan Tarsus, Seyhan Nehri'nin getirdiği alüvyonlarla dolmuştur. Tarihin ünlü kraliçesi Kleopatra ile Romalı kumandan Antonius burada buluşmuştur.

Kleopatra Kapısı, Tarsus - MERSİN
Aziz Paul’un doğum yeri olan Tarsus’taki Ulu Camii (M.S. 1. yüzyıl), Aziz Paul Kuyusu, Kleopatra Kapısı ve Tarsus Şelalesi de ilgi çekici tarihi eserlerdendir. Mersin-Silifke sahil bandında Pompeipolis (Viranşehir), Kanytelis (Kanlı divane) ve Korykos (Kız Kalesi) gibi antik kentler bulunur. Sahilden 200 m. açıkta küçük bir ada üzerinde yer alan Kız Kalesi’nin görünümü çok güzeldir. Kız Kalesi’nin kuzeybatısında, çöküntü mağaraları olan Cennet ve Cehennem ile içerisinde sarkıt ve dikitlerin bulunduğu Narlıkuyu Mağarası yer alır.


Kanlıdivane - MERSİN



Doğu Akdeniz. Akdeniz Bölgesi’nin doğusunda bu-lunan Antakya, tarihi zenginliklerin yanı sıra çevresin-deki doğa güzellikleri ile de büyük bir turistik değer taşır.


Antakya Müzesi - ANTAKYA




M.Ö. 307’de Büyük İskender’in generallerinden Antigonus tarafından kurulan kent, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir ticaret, bilim ve inanç merkezi olmuştur.

Antakya’nın en büyük ilçesi olan İskenderun, büyük bir sanayi ve ticaret limanıdır. Türkiye’nin en geniş ve uzun sahil gezinti bulvarı İskenderun’da bulunur. Kentin 34 km. güneyindeki Uluçınar (Arsuz), plajlarıyla tanınan bir tatil beldesidir. İskenderun’un güneydoğusundaki Soğukoluk ise yazın serinlenebilecek bir yayladır. Zengin bir tarih beldesi olan Kahramanmaraş ilinin çevresi yemyeşil ormanlarla kaplıdır. Kentte bakırcılık, pirinççilik, tahta ve sedef oymacılığı gibi el sanatları çok gelişmiştir. Bunun yanı sıra altın ve gümüşten yapılan süs eşyaları ve takıları da ünlüdür. Dibek’te dövülerek yapılan Maraş dondurması tüm Türkiye’de sevilir.

4ülkemizi bölge bölge tanıyalım... Empty ülkemizi bölge bölge tanıyalım... C.tesi Ağus. 22, 2009 8:17 am

RavenMarLocK

RavenMarLocK

İç Anadolu Bölgesi


Doğu Anadolu’dan sonra Türkiye’nin ikinci büyük bölgesi olan İç Anadolu, 151.000 km²lik yüzölçümüyle Türkiye topraklarının yaklaşık %19’unu kaplar. 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre bölgenin nüfusu 11 milyon 608 bin 868’dir. Bu nüfusun 8 milyon 039 bin 036’sı kentlerde, 3 milyon 569 bin 832’si ise köylerdedir. Yıllık nüfus artış hızı, binde 15.78 ile Türkiye ortalamasının altındadır.

İç Anadolu’da daha çok orta ve küçük sanayi tesisleri bulunmaktadır. Halıcılık; Kayseri, Sivas ve Konya yörelerinde yoğunlaşmıştır. Bölgenin başlıca sanayi kuruluşları; Ankara, Eskişehir, Kayseri, Sivas, Konya, Kırıkkale ve Çorum gibi merkezlerde toplanmıştır.
Başkent Ankara. Türkiye’nin ikinci büyük kenti ve Kurtuluş Savaşı’nın kalbi olan başkent Ankara, modern bir şekilde planlanmış ve kısa sürede gelişmiştir. Ankara,bilinen tarihiyle ilk kez Keltler tarafından kurulmuştur. M.Ö. 3. yüzyılda Avrupa’dan gelip, Balkanlar ve Boğazlar üzerin-den İç Anadolu’ya kadar uzanan Keltler, burada, tarihte bilinen ilk başkentleri Ankara olan Galatya Devleti’ni kur-muşlardır. Kent daha sonraları Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini yaşayarak bugünkü konumuna gel-miştir.

Etnografya Müzesi - ANKARA



Ankara’nın en görsel yapısı, ****** için yaptırılmış olan Anıtkabir’dir. ******'ün naaşı, 10 Kasım 1953 tarihinde Et-nografya Müzesi’ndeki geçici kabrinden alınarak büyük bir törenle Anıtkabir’e nakledilmiştir.
Anıtkabir - ANKARA



Ankara’ya hakim olan bir tepenin üzerinde yükselen Ankara Kalesi’nin, ilk kez Keltler tarafından M.Ö. 3. yüzyılda yapıl-dığı sanılmaktadır. Ulus’ta bulunan Augustus Mabedi, M.S. 2. yüzyılda yapılmıştır. Mabedin duvarlarında Roma İmpara-toru Augustus’un gerçekleştirmiş olduğu icraatların yazılı dökümü yer almaktadır. Roma Hamamı, tiyatro ve Julianus Sütunu kentteki diğer Roma dönemi eserleridir.
13. yüzyılda yaptırılan ve turkuaz rengindeki mihrap çinileri ile ünlü Aslanhane Camii, 15. yüzyılda yaptırılan Kütahya çi-nileri ile bezeli Hacı Bayram Camii, 1967-1987 yılları arasın-da yaptırılan ve Ankara’nın en büyük camii olan Kocatepe Camii başkente mistik bir hava kazandırır. Kent, anıtlarıyla da ünlüdür. Bunlar arasında en görsel olanları; Ulus’taki Cumhuriyet Anıtı, Yenişehir’deki Zafer Anıtı ve Sıhhiye meydanındaki Hatti Güneş Kursu’dur.


Türkiye’nin idari ve siyasi başkenti olan Ankara, aynı zamanda kültür ve sanatın da başkentidir. Çıkrıkçılar Yokuşu ve Bakırcılar Çarşısı, çeşitli bakır ve pirinç hatıra eşyaları nın satıldığı eski ve şirin alışveriş merkezleridir. İçinde döner restoranı, kafe ve seyir terası bulunan Atakule’den (125 m.) tüm Ankara panoramik bir şekilde izlenebilir.

Eskişehir’in “Beyaz Altın”ı. Dünyaca ünlü lületaşı, Eskişehir’in sembolü gibidir ve yeryüzünde seyrek rastlanan toprak metallerdendir. Topraktan çıkarıldığında yumuşak olup zamanla sertleşir. Dolayısıyla yörede “Beyaz Altın” adı-nı almıştır. Her yıl Eskişehir’de Lületaşı Festivali düzenlen-mektedir.

Lületaşından yapılmış pipo - ESKİŞEHİR


Sayısı 250.000’i aşan öğrencisiyle Eskişehir adeta bir öğrenci kentidir. Ülkenin en büyük, dünyanın ise 10 büyük üniversi-tesinden biri olan Anadolu Üniversitesi bu ildedir. Kültür-sanat etkinliklerinin yoğun olduğu ilde her yıl “Uluslararası Eskişehir Sanat Festivali” düzenlenmektedir. Dünyaca ünlü sanatçıların katıldığı festival, kent halkı tarafından coşkuyla izlenmektedir. 13. yüzyılda yaşamış ünlü halk ozanı Yunus Emre’nin mezarı Eskişehir’in doğusundaki Sarıköy’dedir. Sarıköy’de her yıl Uluslararası Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası yapılmaktadır.

Hititler’in Anayurdu. İl merkezi Karadeniz Bölge-si’nde bulunan Çorum’un, M.Ö. 2000 yıllarında Hitit İmpara-torluğu’nun başkenti olan Hattuşaş (Boğazköy) ve Alaca-höyük antik kentlerini içine alan toprakları, İç Anadolu Böl-gesi’nde yer alır.

Büyük surlarla çevrili olan Hattuşaş adeta bir tapınaklar ken-tidir. Buradaki Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı’nda bütün Hitit tanrı ve tanrıçalarının rölyefleri bulunur. Hattuşaş yakınların-daki bir diğer önemli Hitit yerleşim merkezi ise Alacahö-yük’tür.


Hattuşaş - ÇORUM



Çankırı ve Ilgaz Milli Parkı. Çankırı’nın geçmişi eski çağlara uzanır. Tarım alanlarının büyük bölümü tahıl ekimi-ne ayrılmıştır. En çok buğday ekilir; onu arpa izler. İlde üretilen tek sanayi bitkisi şeker pancarıdır. Tiftik keçisiyle ünlü olan kentin en önemli tarihi ve turistik yerleri; Çankırı Kalesi, Taş Mescit, Ulu Camii, Beşdut köyündeki mağaralar ve Eskipazar’daki kalelerdir. Şarkılara konu olan Ilgaz Dağı, Çankırı’ya uluslararası ün kazandırmıştır. Ilgaz Milli Parkı ise, bir kış sporları merkezidir.

Gök Medrese - SİVAS




Cumhuriyet’in Yarattığı Kırıkkale. İç Anadolu Böl-gesi’nin Orta Kızılırmak bölümünde yer alan Kırıkkale, Cumhuriyet’in yarattığı ve hızla geliştirdiği kentlerden birisidir. Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu, Cumhuriyet’in ilk yıllarında burada; mühimmat, tabanca, tüfek ve bazı elektrikli makineler yapan fabrikalar zinciri kurmuştur.

Sivas. Uluslararası ticaret yolları üzerinde bulunan Sivas, tarihi ve turistik değerler bakımından da oldukça zengin bir ildir. 12. yüzyıldan Ulu Camii; 13. yüzyıldan Çifte Minare, Şifaiye, Buruciye ve Gök Medrese; 14. yüzyıldan Güdük Minare; 16. yüzyıldan Sait Paşa Camii, Taşhan ve Kurşunlu Hamamı, ilin tarihi zenginliğini gözler önüne seren eserlerden bazılarıdır. Ünü ülke sınırlarını aşan Sivas halı ve kilimleri ise renk ve desenlerinin orijinalliği, kalitesinin üstünlüğü ve işçiliği ile tanınmıştır. Gümüş süs eşyalar ile kemikten yapılan tarak ve bıçaklar, Sivas el sanatlarının eşsiz örneklerindendir.

Sivas’ın Kangal ilçesi yakınında, dünyaca tanınan Balıklı Çermik Kaplıcası bulunur. Kaplıca, özellikle sedef hastalı- ğının dünyadaki en önemli tedavi merkezlerinden birisidir.

Göreme Milli Parkı. Türkiye’nin en ilginç yeryüzü şekillerine sahip olan Göreme Milli Parkı, gizemli bir güzelliğe sahiptir. Jeolojik devirde faal olan Hasan Dağı ile Erciyes Dağı, Orta Anadolu’nun en büyük iki sönmüş yanar-dağıdır.

Peribacaları, Göreme - NEVŞEHİR
Fantastik Göreme Milli Parkı’nda sayısız peri bacaları, mağa-ralar ve birbirinden güzel kaya formları, kırmızı, pembe ve
kahverengiden; gri, sarı ve yeşile dönüşerek muhteşem bir renk seramonisi yaratmıştır. Roma İmparatorluğu dönemin-de imparatorluğun resmi eyaleti, Farsça’da “Beyaz Atlar Ül-kesi” anlamına gelen “Cappadocia” olarak adlandırılmıştı. Volkanik, yumuşak tüf dokuları ilk Hıristiyanlar tarafından kolaylıkla oyularak yeraltı şehirleri, manastırlar ve kiliseler yapılmış, adeta görkemli ve gizemli bir dünya yaratılmıştır.


Hacı Bektaş’tan Ahi Evran’a. Göreme Milli Parkı ile çevrelenen Nevşehir’in kuzeyindeki Hacıbektaş ilçesinde, müze olarak ziyaret edilen Hacı Bektaş-i Veli Külliyesi bu-lunur. Burada yetişen ünlü Türk filozofu Hacı Bektaş-i Veli, insancıl fikirleriyle Anadolu insanına ışık tutmuştur. Hacı-bektaş’ın kuzeyinde zengin bir kültüre sahip olan Kırşehir ili yer alır. Burada, Caca Bey, Aşık Paşa ve Ahmet Bey, Türkçe yazdıkları eserleriyle Türk toplumuna ışık tutmuşlardır.

Kent çevresindeki dinlenme yerleri arasında, kıyılarında flamingoların yaşadığı Seyfe Gölü ile Hirfanlı Baraj Gölü en ilgi çekici olanlarıdır. Kaman ilçesi yakınlarında Türkiye’nin en büyük parklarından olan Mikasonmiya Anı Bahçesi yer alır. Parkın içinde 33 değişik türde toplam 16.500 ağaç bu-lunur.


Hacı Bektaş-i Veli Külliyesi - NEVŞEHİR


Nevşehir’in doğusunda, Erciyes Dağı’nın kuzey eteklerindeki düzlüklerde yer alan Kayseri ili, İç Anadolu Bölgesi’nin önemli sanayi merkezlerinden biridir. Başlıca sanayi dalları arasında; dokuma ve gıda sanayi, halıcılık, bakırcılık ve deri sanayi gelir. Kayseri, aynı zamanda Türk mobilya endüstri-sinin merkezidir. Maden bakımından da zengin olan Kayseri ilinin topraklarından elde edilen demir, linyit ve krom gibi madenlerin büyük bir kısmı ihraç edilmektedir.




Semazenler - KONYA




Hoşgörünün başkenti Konya. Konya, Türk tarihinin en eski ve değerli eserlerini bünyesinde barındırır. Türk mi-mari anıtlarının zenginliği bakımından; İstanbul, Bursa ve Edirne illerinin yanında yer alır. 200 yıldan fazla Anadolu Selçukluları’nın başkenti olan kent, bu devre ait olan mimari eserlerin zenginliği açısından eşsizdir. Ünlü Türk filozofu Mevlana, burada yaşamış ve hayata veda etmiştir. Başarının “İnsan Sevgisi” ile başlayacağını belirten ve tüm devirlerin en hümanist filozofu olan Mevlana’nın fikirleri, 2000’li yılların toplumlarına bile ışık tutmaktadır. Mevlana Müzesi, kentin en fazla ilgi çeken yeridir. Konya’nın güneyinde bulunan Kara-man ili, Türk tarihi ve dili açısından önemli bir merkezdir. Türkçe, ilk kez Anadolu’nun resmi devlet dili olarak Kara-man’da kabul edilmiştir (1.277). Karaman Kalesi 12. yüz-yılda Selçuklular; ejder başlı olukları ve orijinal kemerleriyle dikkat çeken Araboğlu Camii ise 14. yüzyılda Karaman-oğulları tarafından yaptırılmıştır. Kentin kuzeyinde yer alan ve geçmişte Hıristiyanlar tarafından 1001 Kiliseler Bölgesi olarak isimlendirilen Karadağ (2.288 m.) çevresinde ve zirvesinde, erken Hıristiyanlara ait çok sayıda manastır ve kilise bulunmaktadır

5ülkemizi bölge bölge tanıyalım... Empty ülkemizi bölge bölge tanıyalım... C.tesi Ağus. 22, 2009 8:18 am

RavenMarLocK

RavenMarLocK

Doğu Anadolu Bölgesi

Doğu Anadolu Bölgesi; Türkiye’nin, coğrafi alan bakımından
en büyük, en yüksek ve en engebeli bölgesidir. Yaklaşık 163.000 km²lik yüzölçümüyle ülkenin %21’ini kaplar. Kara-deniz, İç Anadolu, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ile komşudur. Ayrıca Gürcistan, Ermenistan, Nahçıvan, İran ve Irak’la da sınırı vardır. Ortalama yüksekliği 2.000 m. dolayındadır. Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı (5.137 m.), Cilo Dağı’ndaki Reşko Zirvesi (4.135 m.) ve Süphan Dağı (4.058 m.) bu bölgededir.

Bölgenin nüfusu, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 6 milyon 137 bin 414’tür. Nüfusun 3 milyon 255 bin 896’sı kentlerde, 2 milyon 881 bin 518’i köylerdedir. Yıllık nüfus artış hızı binde 13.75 ile Türkiye ortalamasının altın-dadır.

Süphan Dağı - AĞRI




Doğu Anadolu’nun Kalesi. Erzurum, Palandöken Dağları’nın deniz seviyesinden 1.950 m. yükseklikteki etek-lerinde kurulmuş; Doğu Anadolu’nun en büyük ili ve kültür merkezidir. Kentte bulunan ****** Üniversitesi, Türkiye’nin en iyi yükseköğretim kurumlarından biridir.

Oltu Kilisesi - ERZURUM

Yüzlerce yıllık geçmişi olan camileri, tabya, kule ve kümbetleriyle Erzurum, zengin bir tarih hazinesidir. Kentin sembolü konumundaki Çifte Minareli Medrese, Selçuklu dönemine aittir.

Kentin en önemli camileri, Ulu Camii (12. yüzyıl) ve Lala Mustafa Paşa Camii’dir (16. yüzyıl). Rüstem Paşa Kervan-sarayı, Kanuni Sultan Süleyman’ın Sadrazamı olan Rüstem Paşa tarafından yaptırılmıştır. 16. yüzyıl Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan kervansaray, bugün çarşı olarak kullanıl-maktadır. Çarşı içerisinde, kentin ünlü oltu taşını işleyen atölye ve galeriler bulunmaktadır.

1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Erzurum halkının topye-kün gösterdiği kahramanlıkları temsilen dikilmiş olan Aziziye Anıtı, kentin en önemli eserlerindendir. Savaş sırasında kenti savunmak için yapılmış olan tabyalar, çevredeki stratejik te-peler üzerinde yer alırlar. 23 Temmuz 1919 tarihinde yapılan Erzurum Kongresi’nin anısını yaşatmak amacıyla kongrenin yapıldığı bina müzeye dönüştürülmüştür. Palandöken Kayak Merkezi Erzurum’un 5 km. güneyindedir. Dünyanın en uzun ve dik kayak pistleri arasında yer alır. Dik yarlara sahip olan Tortum Gölü ve Şelalesi, Aras Nehri üze-rine, Selçuklular tarafından 13. yüzyılda yaptırılmış olan 220 m. uzunluğundaki Çobandede Köprüsü ile Pasinler ve Oltu Kaleleri, Erzurum çevresindeki diğer tarihi ve turistik yerler arasındadır.

Ani Harabeleri - KARS



Çevresi Dağlık, Ortası Bağlık. Halk arasında eski-den beri “çevresi dağlık, ortası bağlık” olarak bilinen Erzincan kenti için yapılan bu tanımlama, ilin coğrafi duru-munu belirtir. İl topraklarını kuzey ve güneyde dağ sıraları kuşatır. Bunların arasında kalan akarsu havzalarında verimli topraklar vardır. Bağlarla kaplı olan Erzincan Ovası, tarihin erken devirlerinden beri büyük medeniyetlerin beşiği olmuştur. Erzincan bağlarının Karaparmak üzümü ünlüdür. Kentte halen yaşatılmakta olan geleneksel bakır işleme sanatı önemlidir. Çevresinde yer alan tarihi yapılar arasında, Tercan’da bulunan Mama Hatun Türbesi ve Kervansarayı (12. yüzyıl), Urartulara ait önemli bir yerleşim merkezi olan Altıntepe (M.Ö. 1.000); Kemah’ta bulunan Kale, Melik Gazi Kümbeti ve Gülali Bey Camii (12. yüzyıl) sayılabilir.

Kafkasya Kapısı. Kars, Doğu Anadolu’nun “Kafkas-ya Kapısı” olarak adlandırılan ilidir. Arpaçay’a karı şan Kars Suyu’nun doğu kıyısında kurulmuştur. Kentte Ruslar tara-fından yapılmış ilgi çekici birçok yapı bulunmaktadır. 1828, 1855 ve 1877’de Ruslar tarafından üç kez işgale uğrayan Kars, yaklaşık 40 yıl Rus egemenliği altında kalmıştır.

Kentin sembolü konumundaki tarihi Kars Kalesi, 1152’de Saltukoğlu İzzeddin Han tarafından yaptırılmıştır. Kars Kalesi’nin güneyinde Havariler Müzesi yer alır. Müze 10. yüzyılda 12 havari adına inşa edilmiş olan eski bir kilisedir.

Kars çevresinin en önemli tarihi kenti Ani’dir. Antik çağda bir kale kenti olarak kurulan Ani, 10. yüzyılda Bagratid Kral-lığı’nın başkenti olmuştur. Antik kentte bulunan surlar, Me-nucehr Camii, Selçuk Sarayı, Nakışlı, Keseli, Meryem Ana ve Abugamrents Müze kiliseleri görülmeye değer güzelliktedir.
Kars’ın, çevresi ormanlarla kaplı ilçesi olan Sarıkamış, doğal güzellikleriyle tanınır. İlçede Birinci Dünya Savaşı sırasında şehit düşen Türk askerleri için dikilmiş anıt ile Rus Çarı Nikola için yaptırılmış olan av köşkü görülmeye değerdir. İlçe aynı zamanda tüm yörenin kış sporları merkezidir.



İshak Paşa Sarayı - AĞRI


Ağrı ve Nuh’un Gemisi. Ağrı ili İran transit yolu üze-rinde, denizden 1.640 m. yükseklikte kurulmuştur. Tarihi çok eskilere dayanan ilin en ilgi çekici köşesi, hem heybetli görünüşü hem de Nuh Efsanesi ile dünyaca ünlü olan Ağrı Dağı’dır. İle adını veren Ağrı Dağı, 5.137 m. ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yüksek dağıdır.



Ağrı’nın en önemli ilçesi Doğubeyazıt’tır. Doğu Anadolu’nun en heybetli yapısı olan İshak Paşa Sarayı buradadır. Sarayın karşısında ilk defa Urartular tarafından yapılan Doğubeyazıt Kalesi yer alır. Asıl kale 1380’de Şehzade Beyazıt tarafından yaptırılmış ve onun adını almıştır.
Ağrı’nın Diyadin ilçesinde Doğu Anadolu’nun Pamukkalesi olarak nitelendirilen Diyadin Kaplıcaları bulunur. 3.542 m. yükseklikteki Tendürek Dağı’nın eteklerindeki kaplıca, ayrıca fotoğraf severler için ideal bir doğal güzelliktir. Kayısı Denilince İlk Akla Gelen Kent. Malatya ve çevresi tarihin ilk çağlarından itibaren birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. İrili ufaklı çok sayıda akarsuyun suladığı kent, başta dünyaca ünlü kayısısı olmak üzere çeşitli mey-velerin yetiştiği verimli bir ovanın ortasında yer alır. Kentin kuzeyindeki Battalgazi önemli bir tarihi merkezdir. Burada bulunan kale, ilk defa M.S. 1. yüzyılda Roma impara-toru Titus tarafından yaptırılmış ve 12. yüzyılda Selçuklular
tarafından esaslı bir şekilde restore edilmiştir. Selçuklu dö-nemine ait diğer bir yapı da eyvanlı camii planının Ana-dolu’daki tek örneği olan Battalgazi Ulu Camii’dir. Battalgazi yolunda, il merkezine 4 km. uzaklıkta Aslantepe arkeolojik sit alanı bulunur.


Bedesten, Darende - MALATYA




Munzur Vadisi - TUNCELİ


Göller ve Nehirler Kenti Elazığ. Elazığ, mor dağların çevrelediği geniş ovaların ortasında doğal güzelliklerle dolu bir göller ve nehirler kentidir. Ünlü gezgin Hommaire de Hell’in “Masallardaki şehirlerin gerçek örneği” olarak söz ettiği Harput, yaz aylarında buz gibi suları ve manzarası ile eşi bulunmaz bir dinlenme yeridir. Artukoğulları, Selçuklular ve Osmanlı döneminden kalma tarihi eserleri ile de doğal bir açık hava müzesini andırmaktadır

Erzen Hatun Kümbeti - BİTLİS



Huş Ağaçları İçindeki Tunceli. Tunceli, zengin flora ve fauna yaşamıyla çevreye ayrı bir güzellik katar. Kentte bulunan Munzur Vadisi Milli Parkı, dünyada nesli giderek tükenmekte olan Huş ağaçlarıyla kaplıdır. Tarihi Hititlere kadar uzanan Tunceli ilinde Asur, Selçuklu ve Osmanlı dö-nemlerine ait çok sayıda kale, anıt, cami ve sütun ilgi çeker. Kentin doğal boyalarla yapılan kilimleri, yünden dokunan renkli “Dersim Çorapları” ve kenger bitkisinin köklerinden elde edilen güzel kokulu sakızları ünlüdür.

Bingöl. Adını bölgedeki buzul göllerinden alan Bingöl ili, 1971 yılında uğradığı deprem felaketinden sonra yapılan yeni binalarla modern bir görünüm kazanmıştır. İlin kuzeyindeki Bingöl Dağları üzerinde, buzulların erimesiyle oluşmuş sayısız buzul gölleri yer alır. İlde ayrıca, çok sayıda şifalı kaplıca ve hamam bulunur. Bingöl-Yolçatı Kayak Mer-kezi ise kayak severlerin uğrak yerlerden biridir.

Muş’un Yüksek Dağları ve Yeşil Yaylaları. Türk tari-hinde önemli bir yere sahip olan Muş ili, gerek ekonomik varlığıyla gerekse doğal güzellikleriyle ülkenin ilgi çeken köşelerinden biridir. Türklerin Anadolu’ya ilk adım attıkları yer olan Malazgirt ilçesindeki kale, son derece görkemli bir görünüme sahiptir.

Bitlis. Türkiye’nin önemli tütün üretim merkez-lerinden biri olan Bitlis ili, dağlar arasında yaklaşık 1.400 m. yükseklikteki bir yayla üzerinde kurulmuştur. Türkiye’nin üçüncü büyük dağı olan 4.058 m. yüksekliğindeki Süphan Dağı’nın eteklerinde, ziyaretçileri hayran bırakan doğal gü-zelliğe sahip ormanlar ve göller yer alır. Orta Çağdan kalma çok değerli eserlerin bulunduğu Van Gölü kıyısında yer alan Ahlat, kentin en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Türk sanatçılarının birbirinden güzel eserleri Van Gölü’nün turkuaz tonlarıyla birleşince ortaya büyüleyici manzaralar çıkar. Ahlat’ta bulunan Selçuklu Mezarlığı dünya sanat harikaları arasında yer alır. Van Gölü batısında bulunan Tatvan ise rüzgârlardan arınmış bir limana sahip, şirin bir ilçedir



Van Gölü - VAN

Güzellikler Kenti Van. Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün güneydoğu sahillerinde yer alan Van; M.Ö. 1.000 yıllarında Urartu Devleti’ne “Tuşpa” adıyla baş-kentlik yapmıştır. İlk defa Urartu Kralı I. Sardur tarafından M.Ö. 9. yüzyılda yaptırılan Van Kalesi’nin göl seviyesinden yüksekliği 80 m. olup; doğu-batı uzunluğu 1.800 m., kuzey-güney genişliği ise 120 m. dir.


Doğal boyalarla yapılan kilimleri ile ünlü olan kentte, gümüş işleme sanatı da gelişmiştir. Ayrıca farklı renkteki gözleri ve bol tüyü ile Van kedileri meşhurdur. Van, Doğu Anadolu’nun güzellikler kentidir. Denizden 1.720 m. yükseklikteki gölün suyunda bol miktarda soda bulunmaktadır. Balıkları yağsız ve son derece lezzetlidir. Van Gölü’ndeki en güzel ada, yö-rede ilkbaharı ilk karşılayan Akdamar Adası’dır.

Hakkari’de Dört Mevsim. Türkiye’nin en dağlık ili olan Hakkari’de dört mevsim bir arada yaşanır. Yazın orta-sında bile erimeyen buzulların bulunduğu dağlarda, çeşitli buzul gölleri yer alır. Yörede bulunan Cilo-Sat Dağları, Türki-ye’nin en güzel manzaralı dağlarındandır. Dağcılık sporunu sevenler için de ideal etaplar bulunur. En önemli tarihsel miras, kent merkezinde 15. yüzyıl mimarisini yaşatan Me-likesat Medresesi’dir. Van-Hakkari yolu üzerinde bulunan Zap Vadisi ise eşsiz güzelliklere sahiptir.

6ülkemizi bölge bölge tanıyalım... Empty ülkemizi bölge bölge tanıyalım... C.tesi Ağus. 22, 2009 8:19 am

RavenMarLocK

RavenMarLocK

Güneydoğu Anadolu Bölgesi


Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerine komşu olan Güney-doğu Anadolu Bölgesi, yaklaşık 75.000 km²lik yüzölçümüyle Türkiye’nin toplam alanının %9.7’sini kaplar. Ayrıca Suriye ve Irak ile sınırı vardır. Bölgenin nüfusu, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 6 milyon 608 bin 619’dur. Nüfusun 4 milyon 143 bin 136’sı kentlerde, 2 milyon 465 bin 483’ü köylerdedir. Yıllık nüfus artış hızı binde 24.79 ile Marmara Bölgesi’nden sonra en fazla olan bölgedir.

Bölgenin kaderini değiştiren GAP kapsamında, bazı ovalarda sulu tarıma geçilmiş ve sanayi bitkileri ekimine hız veril-miştir. Yörenin en kaliteli pamuğu burada yetişmektedir. Petrol, bölgenin en önemli yeraltı zenginliğidir. Raman, Gar-zan ve Kahta çevresinde üretilen ham petrolün bir bölümü, bölgenin en önemli sanayi kuruluşlarından olan Batman Ra-finerisi’nde arıtılır.

Arkeoloji Müzesi - GAZİANTEP



Güneydoğu Anadolu Bölge-si’nin sanayi yönünden en önemli ili Gaziantep’tir. Tekstil, makine ve gıda sa-nayii oldukça gelişmiştir. Diyarbakır, Mardin ve Şanlı- urfa’da ise çimento, gıda, madeni eşya ve tarım alet-leri gibi sanayi kolları ağır-lıktadır.



Gaziantep işi örgü el sanatları



Geçmişi Günümüze Taşıyan Gaziantep. Verimli topraklar üzerinde kurul-muş olan Gaziantep ili, ta-rımsal zenginliklerinin yanı sıra bölgenin en önemli sa-nayi ve kültür merkezidir. Kent içi, zengin bir tarihin ürünü olan mimarlık eserle-riyle süslüdür. Kurtuluş Sa-
vaşı sırasında Fransız işgaline karşı mücadele veren ve şehre “Gazi” ünvanını kazandıran şehitler adına dikilmiş Şe-hitler Abidesi, görülmeye değer güzelliktedir. Kent merke-zinde bulunan Kendirli Kilisesi ise 84 yıl önce, Fransız işga-linin hüküm sürdüğü sırada yapılmış olan bir Katolik kilise-sidir.

Fırat Nehri’nin Türkiye ve Suriye sınırıyla birleştiği yerde bulunan Kargamış, Geç Hititlerin başkentliğini yapmış önemli bir tarihi merkezdir. Diğer önemli bir Hitit kenti de İslahiye yakınlarındaki Yesemek’tir. M.Ö. 1200-800 yılları arasında açık hava heykel yapım atölyesi olarak kullanılan kent, aynı zamanda Anadolu’nun en eski taş ocakları ndan biridir. Bugün çevrede 200 adet Hitit heykeli bulunmaktadır.

Nizip ilçesine 10 km. uzaklıkta bulunan Belkıs (Zeugma) ise geçmişte önemli bir Roma kenti idi. O dönemde özellikle Roma binalarının zeminlerinde yer alan mozaikleriyle ünlü olan kent, görülmeye değer güzelliktedir.


Yesemek Açık Hava Müzesi - GAZİANTEP

9000 Yıl Öncesine Dayanan Eski Bir Tarih. Şanlıur-fa, tarihi geçmişi 9000 yıl öncesine dayanan bir müze şeh-ridir. Müslümanlığın, Museviliğin ve Hıristiyanlığın büyükba-bası olan Hz. İbrahim’in doğduğu, Hz. Eyyüb’ün yaşadığı, Hz. İsa’nın ise kutsadığı Şanlıurfa; Türkiye’nin en kutsal kentidir.

Balıklı Göl, Şanlıurfa’nın en önemli tarihi ve turistik köşe-lerinden biridir. İnanışa göre; yöre Kralı Nemrut, İbrahim Peygamber’i burada yakılan büyük bir ateşin içine attırmış ve ateşin içinden çıkan su, Hz. İbrahim’i yanmaktan kurtar-mıştır. Su, bugünkü göle; ateşteki odun parçaları ise göl içindeki balıklara dönüşmüştür. İçinde yüzlerce sazan balığının yaşadığı gölün çevresinde Halil Rahman ve Rızva-niye camileri ile çeşitli dinlenme tesisleri vardır. Balıklı Göl'ün doğu tarafındaki Mevlid Halil Camii’nin avlusunda İbrahim Peygamber’in doğduğu mağara bulunur. Bu kutsal alanın güneyinde ise batı-doğu doğrultusunda uzanan Şanlıurfa Kalesi yer alır.


Balıklıgöl - ŞANLIURFA



Kutsal kitaplarda yazılanlara göre, İbrahim Peygamber Şan-lıurfa’dan güneye doğru göç ederken, Harran’da konakla-mıştır. İbrahim Peygamber’in babası Terah burada hayata veda etmiştir. Ayrıca bir inanışa göre; Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in soyunun temelleri Harran’da atılmıştır. Tarihi bir kent olan Harran çevresinde, Mezopotamya’da kurulmuş olan çeşitli uygarlıkların izleri görülebilir. Geçmişte ilk İslam üniversitesinin bulunduğu önemli bir kültür mer-kezi olan kentteki en ilginç eser, İslami çağdan kalma 40 metrelik Rasat Kulesi kalıntısıdır.

Nemrut Dağı Eteklerindeki Şehir. Tarihin en eski uygarlıklarının beşiği olan Adıyaman, ülkenin turizm yönün-den en önemli illerindendir. Özellikle Kahta bölgesindeki Nemrut Dağı’nda bulunan anıt mezar, tapınak ve kral hey-kelleri turistlerin yoğun ilgisini çeker.

Adıyaman ili toprakları üzerinde kurulan Kommagene Devleti’nin (M.Ö. 1. yüzyıl) sanata hayranlığı ile tanınan Kralı I. Antiokhus; kendi mezarının anıtsal güzellikteki Nemrut Dağı’nın zirvesinde bulunmasına karar vermiştir.

Dağın zirvesinde bulunan I. Antiokhus’un anıt mezarı; doğu, batı ve kuzeyde sert kayalara oyulmuş teras biçimindeki üç kutsal alan ile çevrilidir. Doğu terasta sırasıyla; Sanat Tanrısı Apollo, Bereket Tanrıçası Tyche (Fortuna), Gökyüzü Tanrısı Zeus, Kuvvet Tanrısı Herkül, Kral Antiokhus ile kartal ve aslan heykelleri yer almaktadır. Nemrut Dağı, özellikle batı terasında gün batımında eşsiz bir pastoral güzelliğe bürü-nüp, ziyaretçilere yaşam boyu unutamayacakları anlar yaşa-tır. Dağa çıkış için en uygun dönem, 15 Mayıs-15 Ekim gün-leri arasıdır.

Eskiyle Yeninin Buluştuğu Kent: Diyarbakır. Tarihi surlar, Roma İmparatoru Constantinus tarafından yaptırıl-mıştır. Ulu Camii, önceleri Aziz Thomas Kilisesi iken sonra-dan camiye çevrilmiştir. Kentte bulunan Meryem Ana Kilisesi ise M.S. 3. yüzyıldan kalma eski bir kilisedir. Cumhuriyet döneminin ünlü şairlerinden Cahit Sıtkı Tarancı ve büyük Türk düşünürü Ziya Gökalp’in doğdukları evler de müze haline getirilmiştir.



Nemrut - ADIYAMAN

Diyarbakır’ın folk sanatı çok zengindir. Karacadağ etek-lerinde dokunan kilim, heybe, çorap ve keçelerde işlenen motifler ve renkler göz alıcıdır. Davul ve zurna eşliğinde oynanan Delilo, Halay, Çaçan ve Çepik adlı halk dansları ilgi çekicidir. Kentte ayrıca kuyumculuk, bakırcılık ve ipek-çilik de gelişmiştir. Kentin asıl sembolü ise ağırlıkları 75 kg’a varan karpuzlardır.

Müze haline getirilen Ziya Gökalp’in evi - DİYARBAKIR


Tarih Hazinesi. Mardin, 12. ve 13. yüzyıl Türk mimarisinin doğaya uyum sağlamış örnekleriyle dolu bir müze şehridir. Kentte evlerin dış cepheleri adeta bir mü-cevher gibi işlenmiştir. Midyat ilçesi, özellikle birbirinden güzel tarihi evleri ve gümüş işçiliği ile tanınır. “Telkari” de-nilen geleneksel gümüş işleme sanatı, buradan Türkiye’ye yayılmıştır. Kale, cami ve köprüleriyle ünlü kentteki Mardin Kalesi (M.S. 10. yüzyıl), Ulu Camii (12. yüzyıl), Latifiye Camii (14. yüzyıl) ve Kasımiye Medresesi (15. yüzyıl) görül-meye değer güzelliktedir. Kent çevresinde ilgi çeken yerler arasında Dayr-ul Zaferan Manastırı da bulunur. Süryanilerin dini merkezi olan manastırın 1600 yıllık bir geçmişi vardır.

Süryani Evi, Midyat - MARDİN



Kasımiye Medresesi - MARDİN


Kara Altın Yatağı. Batman, Türkiye’nin petrol çı-karılan ve işlenen önemli bir kentidir. Kent çevresinde bu-lunan en önemli tarihi merkez Hasankeyf’tir. 12. yüzyılda Artukoğulları’nın başkenti olan Hasankeyf, birbirinden gü-zel yapılarla donatılmıştır. Kale, Dicle Nehri üzerindeki bü-yük köprü kalıntıları, Ulu Camii ve Zeynel Bey Kümbeti kentin en önemli tarihi zenginlikleridir.

Siirt. Bölgenin en önemli tarım ve hayvancılık merkezlerinden olan Siirt, GAP’la birlikte giderek büyüyen modern bir şehir halini almıştır. Siirt çevresinde en fazla ziyaret edilen yerlerin başında Aydınlar gelir.

Anadolu’nun en ünlü evliyalarından olan İsmail Fakirullah Efendi’nin türbesi, Aydınlar’da bulunur. İlginç mimarisi olan türbenin içinde ayrıca ünlü Türk astronomi bilgini İsmail Hakkı Efendi’nin de türbesi bulunmaktadır. 54 yazılı eseri bulunan İsmail Hakkı Efendi’nin yaptığı çalışmalar ve kul-landığı aletler Aydınlar’daki Astronomi Müzesi’nde sergilen-mektedir.

Nuh’un şehri. 2.114 m. yüksekliğindeki Cudi Dağı eteklerinde yer alan Şırnak ili çevresinde, tarım ve hayvan-cılık gelişmiştir. Şehir anlamına gelen “Şır” ve Nuh anla-mına gelen “Nak” kelimelerinin birleşmesiyle oluşan kentin adı “Nuh’un Şehri” anlamındadır. Şırnak’tan 45 km. uzak-lıkta bulunan Cizre’de ise Nuh Peygamber’e ait olduğu söy-lenen, Nuh Peygamber Türbesi bulunmaktadır.

7ülkemizi bölge bölge tanıyalım... Empty GuseL PayLasim TeseKurLeR... Paz Ağus. 23, 2009 4:55 pm

Admin

Admin

GuseL PayLasim TeseKurLeR... Smile

https://forumulkesi.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz